GİRİŞ

İşletme yönetiminde, faaliyetleri genel olarak iki farklı seviyede incelemek mümkündür: İşletmenin bölümlerine veya fonksiyonlarına ait faaliyetler ve işletmenin bütününe ait faaliyetler.

İşletmenin fonksiyonel yönetiminde kararlar, genellikle kısa vedeli ve dar kapsamlı iken bütününe yönelik faaliyetler daha uzun vadeli olarak planlanır. İşletmenin geleceğine yönelik kararları içerdiği için belirsizlik vardır. Geleceği tahmin edebilmek için sistematik tahmine ve analize dayalı kararlar almak gerekir. İşte bu yüzden şirketler, geleceğe yönelik kararlar alabilmek için stratejik analizleri kullanarak, Stratejik Planlama yapmaktadırlar.

1. Stratejik Planlama

  1. Firmanın/mamüllerin şu anda pazarda bulundukları konunun tespiti.
  2. Yeni amaç ve stratejilerin tespiti : Firmanın belli bir süre içinde bulunmak istedikleri konunun belirlenmesi.
  3. Alternatif strateji ve faaliyetlerin ortaya konması. Hedeflenen konuma ulaşabilme yollarının bulunması. Stratejilerin seçiminde kullanılacak analiz tekniklerinden biri de Portföy Analizidir.

 

Stratejik Planlama Aşamaları :

Şirket Seviyesi İş Birimi, Ürün ve Pazar Seviyesi




Amaç ve Misyon Tanımı

®

Amaçların Desteklen-mesi

®

Faydalı İşbirimleri

 

Pazarlama Planlaması

1.1. Şirket Misyonunun Tanımlanması :

Her şirket, kuruluşunda görev amaç tanımlamasını yapar. Fakat zamanla şirketin büyümesi, pazarın yapısında meydana gelen değişiklikler v.s. gibi nedenlerle önceden tanımlanan görev ve amaçlar belirsizleşmeye başlayabilir ya da artık, önceden belirlenen amacın, şirketin bugünkü şartlarında, en iyi çözüm olmadığı düşünülebilir.

İşte bu noktada amaç arayışlarının yenilenmesi ihtiyacı doğar. Sorulması gereken sorular :

Bu basit gibi gelen sorular, aslında firmaların cevaplaması gereken en zor sorulardır. Başarılı firmalar, kendilerine sürekli bu soruları yönelten dikkatli ve tam anlamıyla cevaplayan firmalardır.

    1. Amaç- Starteji Tespiti

Şirketin amaçlarının belirlenmesi :

Firmanın misyonu, yönetimin her aşaması için amaçların detaylı olarak belirlenmesine dönüştürülür.

Her yöneticinin, ulaşma sorumluluğunu taşıyabildikleri amaçları olmalı. Bir amaçlar hiyerarşisi oluşturulmalı. Amaçlar mümkün oldukça ayrıntılı ve açık olmalıdır. Örneğin “pazar payını yükseltmek” yerine “pazar payını 15 %’e yükseltmek” daha ayrıntılı ve açık bir amaçtır.

1.3. Alternatif Stratejilerin ortaya konması ve Analizi:

“Strateji seçmenin ve planlama sürecinin bir aracı olarak Portföy Analizi’nin kullanılmasında 3 safha vardır.

  1. Strateji iş birimlerinin tanımlanması
  2. Portföy matrisinin hazırlanması
  3. Matrisin yorumlanması ve yeni strateji seçilmesi”

  1. Strateji seçme ve planlama sürecinde araç olarak Portföy Analizi

Bir şirkette Portföy Analizi sayesinde şirketin bütün üretim yolları dikkate alınarak, şirketin amaçları doğrultusunda, özellikle şirketin stratejik hedeflerinin oluşmasına ve gelişmesine imkan tanınır.

Stratejik Portföy Analizi’nin amacı, şirketin elindeki kaynakları pazar durumu iyi olan ve rekabet avantajlarından yararlanabilecek SİB’lere uygun bir şekilde dağıtmaktır.

Temeli istatistik bilgisine dayanan bu analiz yöntemi, geçmişteki verilerin kullanılarak, gelecekte olabilecek değerlerin hesaplanmasını mümkün kılar.

    1. SİB (Stratejik İş Birimi)’lerin tanımı

SİB, bir işletme için uygun stratejinin seçiminde görev devredilen en küçük örgüt birimidir.

SİB’lerin Temel Özellikleri :

  1. Tek bir iş ya da bir grup ilişkili işten oluşur.
  2. Belli bir görevi vardır. Özel bir misyona sahiptir.
  3. Her birinin kendi rakipleri vardır. Rakiplerle karşılaştırma yapmak mümkündür. Yani relatif pazar payları belirlenebilir.
  4. Sorumlu bir yöneticisi vardır. SİB yöneticilerin, firmanın stratejileri doğrultusunda kendi SİB’inin başarısı için kararlar alabilir, uygulayabilir ve kontrol yetkisine sahiptir.
  5. Bir ya da daha çok program ve fonksiyonel üniteden oluşur.
  6. Stratejik Planlamadan yarar sağlayabilir.

  1. Diğer işlerden bağımsız olarak planlanabilir. Her SİB, ayrı bir satış konusudur. SİB’lerin pazar özellikleri birbirinden farklıdır. Yarı mamul üreten bir bölüm SİB olamaz.
  2. Her birinin kendisine ait bir pazarı vardır. İş bakımından işletmenin diğer bölümlerine bağlı değildir, kendi başına ayrı bir üretim konusudur.

SİB, bir şirketin bir bölümünü veya bir bölümdeki ürün hattı ya da bir ürünün kendisi olabilir.

SİB’in açık ve ayrıntılı şekilde tanımlanması gerekir. Bunun için göz önüne alınması gereken hususlar :

SİB’lerin doğru olarak tanımlanmasının en önemli avantajı, bu firmanın kaynaklarını verimli ve geleceği olan alanlara yöneltmesini sağlamaktır. Böylece belirli alanlardaki gelişme potansiyelini gören firma, kaynaklarını bu alanlara optimal şekilde dağıtma imkanını elde eder.

2.2. Portföy Matriksinin Hazırlanması :

Portföy analizi için geliştirilmiş değişik modeller bulunmaktadır. En yaygın bilinenleri, Boston Danışma Grubu tarafından oluşturulan “Pazar büyüme oranı - Relatif (Göreceli) Pazar Payı” matriksi ve General Electric tarafından oluşturulan “Pazar Çekiciliği – Relatif (Göreceli) Rekabet Durumu” matriksidir.

Bu matriksler ileride, “Başlıca Stratejik Yönetim Teknikleri” konusunda ayrıntılı olarak anlatılacaktır.

    1. Matrikslerin yorumlanması ve yeni stratejilerin seçimi

“Seçilen matriks hangisi olursa olsun, SİB veya Portföy analizindeki temel fikir aynıdır.” SİB’lerin hangi alanlarda olduklarına bakarak, işletme bundan sonraki stratejilerini belirlemekte önemli derecede fikir edinmiş olur. Bu analiz sonucunda, çeşitli alanlardaki çeşitli SİB’ler arasında en verimli nakit akışı sağlanabilmektedir.

Seçilen SİB’ler, bulundukları pazarın çekiciliğine ve göreceli rekabet durumuna göre; ya da pazarın büyüme oranı ve göreceli pazar payına göre hazırlanan matrikste uygun yere daire şeklinde yerleştirilir. Dairenin büyüklüğü, SİB’in satış gücüyle doğru orantılıdır.

 

 

 

 

  1. Başlıca Stratejik Yönetim Teknikleri

3.1. Boston Matriksi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 1. Boston Matriksi (Armağan Kırım, Yeni Dünyada Strateji ve Yönetim, 2. Baskı, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 1999, s. 24)

“Büyüme/Pazar Payı Matriksi” olarak da adlandırılan bu analizde dikey eksen büyüme oranını gösterir. Normal büyüme oranı %10 olarak kabul edilir, bunun üzerinde kalan oranlar yüksek, altında kalan oranlar düşük olarak adlandırılır. Bu oran, istatistiki araştırmalar sonucunda elde edilmektedir.

Yatay eksen göreceli pazar payını gösterir. Bu pay şöyle bulunur :


SİB’in pazar payı

En büyük rakibinin pazar payı

Bu paylar birbirine eşitse 1,0; bu SİB’in payı büyükse yüksek, küçükse düşük olarak adlandırılır.

Bunlara göre matriks 4 bölüme ayrılır.

1-Yıldızlar : Bu alandaki ürünler yüksek büyüme oranı ve yüksek pazar payına sahiptir. “Bu ürünler olan talep yükselme gösterir.”

Hızlı büyümelerini finanse edebilmek için nakit ihtiyaçları büyüktür.Güçlü rekabet şartları içeren bir alandadır. Ürünün mevcut durumunu koruyabilmek için firmanın bu ürüne harcama yapması gerekmektedir. Büyüme yavaşladığında ya da durmaya yaklaştığında nakit ineklerine dönüşürler.

Bu alandaki ürünler şirketin, pazarın büyümesine izin verdiği oranda gelişmesini sağlar.

2- Nakit İnekleri : Bu alandaki ürünler düşük büyüme oranına ve yüksek relatif pazar payına sahiptirler. Bu ürünlerin satışından elde edilen gelir, diğer SİB’lere nakit akışı sağlamakta, AR-GE faaliyetlerinde veya firmanın giderlerini karşılamakta kullanılır ürünün mevcut durumunu korumak için fazla harcama yapılmasına gerek yoktur. “Bu alandaki ürünler, fazla yatırım yapılmadan sağılmalıdırlar.” .

3- Soru İşaretleri : Yüksek büyüme potansiyeli olan pazarlarda bulunan düşük pazar payına sahip olan SİB’lerdir. Pazar payları düşük olduğu için üründen sağlanan gelir de düşük olur. Bu alandaki ürünler ya pazara yeni girmiştir ya da önceden girmiş olmasına rağmen henüz tam tutunamamış ürünlerdir. Ancak gelişmeye açıktırlar.

Pazar payı kapabilmeleri için yüksek miktarda nakit ihtiyaçları vardır. Yapılan harcamalara rağmen (tutundurma ya da pazar payı arttırma amaçlı) pazar paylarında artış sağlanamamışsa tasfiye edilebilirler (Köpekler sınıfına kaydırılırlar). Pazar payı arttırılabilmişse Yıldızlar sınıfına geçiş yapmaları mümkündür.

4- Köpekler: Bu alandaki ürünler, düşük pazar büyüme oranı ve düşük pazar payına sahiptirler. Firma için herhangi bir gelir akışı sağlamadıkları gibi nakit ihtiyaçları da fazla değildir. Sadece kendi hayatlarını devam ettirecek kadar nakit sağlamaktadırlar.

Burada rekabet fazla olduğu için, tutundurma ya da pazar payı arttırma çabaları rakiplerin tepkisine neden olabilir. Bu sebeple, bu alanda bulunan ürünlere yatırım yapılmasına gerek yoktur, tasfiye edilebilirler. Satışları yüksek olsa bile maliyet açısından durumları kötü olduğundan nakit akışını kötüleştirebilirler.

Her iki kriter de ölçülebilir olduğundan, SİB’lerin bu 4 alanlı matriks içinde bulundukları pozisyonun belirlenmesi daireler çizilerek mümkün olur. Böylece SİB’lerin satış oranları bulunmuş olur.

Alanlarda uygulanacak Stratejiler:

  1. Yıldızlar:

  1. Nakit İnekleri:

  1. Soru İşaretleri: (2 tür strateji seçilebilir)

  1. Ürüne yapılan yatırımların arttırılması, rakip işletmeler satın alınarak ürünün yıldızlar sınıfına kaydırılması (Ofansif).
  2. Kaynak bulunamadığı takdirde üretimi durdurmak, uygun bir başka pazar bulunarak bu kesime yoğunlaşmak (Defansif).

  1. Köpekler:

Bu alandaki ürünler, mal yaşam eğrilerini tamamlamış ürünler oldukları için pazardan çekilmeleri en uygun stratejidir.

Boston Matriksinin sınırlılıkları:

Bu 4 alan matriksinin zayıf tarafı, ayrımı yüksek ve düşük ölçütleriyle sınırlandırmasıdır. Bir çok SİB, bu ikisinin arasında yer alabilir ve bu matriks ile bu arada kalan SİB’lere uygulanacak stratejiler yoktur. Bu eksikliği giderebilmek için, bir sonraki konuda ayrıntılı olarak açıklanacak olan 9 alan matriksi geliştirilmiştir.

Portföy Analizi’nin temelinde dışçevre analizi vardır.

    1. General Electric (GE) Matriksi

Boston Danışmanlık Grubu’nun büyüme/pazar payı matriksindeki yetersizlik ve sınırlılığı gören General Electric (GE), McKinsey ve şirketinin yardımıyla alternatif bir portföy matriksi hazırlamıştır. Ve bu matrikse “Strategic business-planning grid” adını vermişlerdir.

Aynı Boston grubunun yaptığı gibi 2 kriter kullanılmıştır; bunlar pazarın cazibesi ya da çekiciliği, yani nasıl bir pazar olduğu, pazara olan ilgi, pazara giriş ve çıkışların nasıl ve hangi yönde gerçekleştiği; ve de göreceli rekabet durumu ya da işletmenin üstünlüğü, yani bu pazarda ne derece rekabet gücünün olduğu, başka bir ifadeyle pazardaki rekabetin boyutlarıdır.

Boston matriksinden farklı olarak bu 2 eksen, yüksek, orta ve düşük olarak 3 dereceye göre ayrılır.

1

1

2

1

2

3

2

2

3

Çeşitli SİB’lerin bu matriks üzerine yerleştirilmesi için analizler yapmak gerekmektedir. Örneğin bu 2 ekseni oluşturan kriterlerin ağırlıklı puan değerlemeleri bulunur.

Tabela: İşletmenin Gücü ve Pazar Çekiciliği kriterleri için Puan Değerleme Sistemine bir örnek (Wöhe, a.g.e., s150)

İşletmenin gücü için değerleme kriterleri

Ağırlık

faktörü

Puan

(maksimum 5)

Ağırlıklı Puan

Göreceli Pazar Payı

3,5

   

Ürün Kalitesi

1,5

   

Teknik Pozisyon

0,5

   

Üretim

0,5

   

İş Organizasyonu

0,5

   

Dağıtım

0,5

   

Satış

0,5

   

Marketing-Mix (4P)

0,5

   

Finansal Sonuç

1,0

   

Toplam Puan

9,0

(maksimum 45)

Pazar Çekiciliği için değerleme kriterleri

Ağırlık

faktörü

Puan

(maksimum 5)

Ağırlıklı Puan

Pazar Büyümesi

     

Pazarın Büyüklüğü

     

Pazarın Riski

     

Pazara Giriş Maliyeti

     

Rakiplerin Durumu

     

Fiyat Elastikiyeti

     

Sipariş Sıklığı

     

Yatırım Çekiciliği

     

Hammadde Çekiciliği

     

Yenilikçi Potansiyeli

     

Sosyal Çekicilik

     

Toplam Puan

12,0

 

(maksimum 60)

Matrikslerin Yorumlanması ve Yeni Stratejilerin Seçimi:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  1. Pazar çekiciliğinin yüksek/orta, işletmenin üstünlüğünün yüksek olduğu durumlarda bu alanda kalmak, mevcut durumu korumak hatta daha da fazla pay kapmak için yatırım yapmak ve büyüme stratejileri uygulamak bu alandaki SİB’ler için en uygun stratejidir. Karlılığı arttırmak esastır. “Yapılacak yatırımlar; teknolojiyi geliştirmek, üretim kapasitesini arttırmak, mevcut ürünleri geliştirmek, yeni ürün tasarımları yapmak şeklinde olabilir.”
  2. Pazar çekiciliğinin yüksek, işletmenin üstünlüğünün düşük ya da pazar çekiciliğinin düşük, işletmenin üstünlüğünün yüksek olduğu; veya her ikisinin de orta olduğu alanlarda iki alternatif strateji vardır: ofansif ya da defansiv davranılacaktır. İkisinin de orta olduğu ve ya da pazar çekiciliğinin düşük, işletmenin üstünlüğünün yüksek olduğu durumda, mevcut kaynak, kabiliyet ve değerlerin karlılığını attırmaya yönelik stratejiler daha uygundur. Fazla nakit gerektirdiği için yapılacak yatırımların çok yüksek nakit gerektirmeyecek yatırımlar olmasına dikkat edilmelidir. Bunların dışında kalan alanda ise yöneticinin kararına bağlı olarak yatırım yapılır veya ürünler tasfiye edilir.
  3. Diğer alanlarda uygulanacak stratejiler tamamen geri çekilme yönünde olacaktır. Yatırım neredeyse tamamen kısılır, ürün tasfiye edilir ya da düşük fiyat v.b. politikalarla tutunmaya çalışılır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

9 alan matriksi de strateji seçmedeki eksikliğitam olarak giderilememiştir. Pazarın cazip olmadığı, rekabet durumunun da çok düşük olduğu durumlarda dahi SİB’lerin başarılı olma ihtimalini göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

 

 

 

Matriks çeşitlerinin olumlu-olumsuz yönleri

Olumsuz:

Olumlu:

3.3. Stratejik Kümeleme Analizi

A.A. Thompson ve J. Strickland tarafından ortaya çıkarılmış bir analiz şeklidir. Bunda kullanılan kriterler Pazarın Büyüme Hızı ve İşletmenin Rekabet Durumu’dur. Bu kriterlerden oluşturulan stratejik alanlar ve bu alanlarda uygulanacak stratejiler ise şunlardır:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Görüldüğü gibi stratejik kümeleme analizi, hem uygulanabilecek stratejileri sınıflandırmakta, hem de aynı alanda faaliyette bulunan işletmelerin farklı stratejiler uygulamalarına açıklık getirmektedir. Bir işletmenin pazar durumu, rekabet üstünlüğü, nakit akışı, sermaye ihtiyacı gibi özellikleri, stratejik seçimleri etkileyen kriterlerdir.

    1. Hofer Analizi
    2. Boston ve GE matrikslerine getirilen eleştirilerden sonra, bunların eksik yanlarını tamamlamak amacıyla oluşturulan bir analizdir. Hofer Analizi’nin matriksini oluşturan kriterler Rekabet Durumu ve Mamül Hayat Safhaları’dır. Klasik mamül hayat safhalarından farklı olan ve beş safhadan (gelişme, büyüme, sarsılma, olgunluk ve düşüş) oluşan bu kriter, güçlü-orta-zayıf olarak üç dereceye ayrılan rekabet durumu ile hazırlanır.

      Alanlardaki daireler, Boston ve GE’nin aksine SİB’lerin satış hacmini değil, SİB’lerin faaliyette bulunduğu pazarın büyüklüğü ile işletmenin toplam sanayii içindeki pazar payını gösterir.

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

      Bu alanlarda uygulanacak stratejiler ise şöyledir:

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

      Hofer analizindeher SİB, matriks üzerinde pazar potansiyellerine, mamülün pazardaki payına, pazarın rekabet durumuna ve mamülün içinde bulunduğu hayat safhasına göre değerlendirilmektedir.

      Bu analiz tekniğinin diğerlerine üstünlüğü, sadece iki değil, dört ayrı değişkenin aynı anda incelenebilmesini mümkün kılabilmesi, bu sayede daha gerçekçi kararların alınabilmesini sağlamasıdır. Bu analizle aynı zamanda rakip SİB’lerin analizinin de yapılması mümkündür.

    3. Mamül Hayat Eğrisi
    4.  

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

    5. Rekabet Tablosu
    6. Stratejik analizlerin yapılması, sadece şirketin kendi ürün ya da SİB’lerinin analizleri ile yeterli sonuca ulaştırmaz. İşletmenin faaliyette bulunduğu alandaki diğer işletmelerin (rakipler) ve ürünlerinin analizlerinin de yapılması, şirketin stratejik kararlarının alınmasında önemli avantajlar sağlayacaktır.

    7. Öğrenme (Tecrübe) Eğrileri
    8. “Öğrenme veya tecrübe eğrisi, herhangi bir mamülün üretilen bir biriminin işçilik veya maliyetinin, o mamülün toplam üretim miktarıyla karşılaştırılmasıyla elde edilen bir çizgidir.”

      Bir işletmede, bir mamülün üretilmesinde bir süre sonra işçiler uzmanlaşıp, daha az hata yaparak daha hızlı çalışmaya başlarlar. Bu, maliyetlerin düşmesini ve daha fazla mamülün üretilmesini beraberinde getirir.

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

       

      Artan üretim hacmiyle, işletme daha verimli hale gelir, ölçek ekonomisini elde eder. Böylece yapılacak yeni yatırımlarda daha az sermaye kullanılacak ve kapasite kullanım oranı yükselecektir.

      Bazı şirketler, öğrenme eğrileri sayesinde başarılı stratejiler geliştirebilmiştir. Örneğin 1980’lerde Bausch & Lomb firması yumuşak kontakt lens pazarında, lenslerini bilgisayarla dizayn ederek pozisyonunu sağlamlaştırdı. Bunun sonucu, pazar payı %65’e yükselmiştir.

      İşletmenin kendi öğrenme eğrisini çizebilmesinin bir başka avantajı da, gelecek için maliyet tahminlerinin yapılmasına imkan vermesidir.

       

    9. PIMS Analizi
    10. Pazar Çekiciliği Analizi

Hofer ve Schendel, işletmenin faaliyette bulunduğu sanayi dalının çekiciliğini tespit etmek için beş safhalık bir süreçten geçmesi gerektiğini belirtmişlerdir:

  1. Uygun kriterlerin seçimi: Pazarın göreli karlılığı, hükümet düzenlemelerinin yapısı, rekabet baskısı, mamül pazarının hacmi, büyüme oranı, maliyet-büyüklük-karlılık ilişkisi gibi.
  2. Bu seçilen kriterlerin derecelendirilmesi.
  3. Bu kriterlerin pazar bilgilerinin toplanması.
  4. Toplanan bilgilerin analizi ve kriterler için standart ölçeklerin belirlenmesi.
  5. Yapılan derecelemelerin karşılaştırılması.

Böyle bir analizde kullanılması gereken bir Strateji Haritası, Porter tarafından geliştirilmiştir: